ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLERDE YENİ UFUKLAR DERGİSİ

ÖZGÜR İRADE VE DETERMİNİZM: İNSAN KARARLARININ FELSEFİ TEMELİ

2025-01-25T19:58:18+00:00

Özgür irade ve determinizm, felsefenin en köklü ve tartışmalı konularından biridir. Özgür iradenin varlığı, bireylerin kendi eylemlerinden sorumlu olup olamayacağı sorusunu gündeme getirirken; determinizm, evrendeki tüm olayların neden-sonuç ilişkileri çerçevesinde zorunlu olarak gerçekleştiğini savunur. Bu bağlamda, insan kararlarının ne ölçüde özgür olduğu sorusu, hem felsefi hem bilimsel yaklaşımlarla ele alınmıştır.

Bu çalışma, özgür irade ve determinizm arasındaki felsefi çatışmayı literatür taraması yöntemiyle incelemektedir. Antik çağlardan modern döneme kadar bu iki kavram arasındaki ilişki, etik, metafizik ve bilimsel bağlamlarda değerlendirilmektedir. Epikür, Stoacılar, Kant, Hume ve Schopenhauer gibi filozofların görüşleri ele alınmış; ayrıca nörobilim ve çağdaş etik tartışmalarındaki yeni yaklaşımlar incelenmiştir. Literatürde, özgür iradenin varlığını savunan yaklaşımlar ile determinizmin kesinliğini öne süren görüşler arasındaki temel farklılıklar ortaya konmuştur. Sonuç olarak, özgür irade ve determinizm arasındaki bu felsefi çatışmanın, insan kararlarının anlamı ve ahlaki sorumluluk bağlamındaki önemini koruduğu görülmüştür. Bu tartışmaların, günümüz bilim ve felsefe dünyasında yeni ufuklar açtığı vurgulanmıştır.

EKONOMİK VE SOSYAL GELİŞMENİN ANA EKSENİ OLARAK SİGORTA KATKILARI

2025-02-20T06:02:27+00:00

Sigortanın, iş büyümesini ve ekonomik verimliliği desteklemede ve işletmelere ve bireylere finansal koruma sağlamada önemli bir etkisi vardır. Riskleri yönetmeye yardımcı olan ve insanların iş piyasasında aktif kalmalarını sağlayan istikrarlı bir destek yaratır. Başka bir yaklaşım, işlerini kaybedenlere destek sağlayan ve iş piyasasına yeniden girmelerini sağlayan işsizlik sigortasıdır. Bir diğer çok önemli husus, bireylerin finansal maliyetlerini karşılamalarını sağlayan sağlık sigortasıdır. Sigorta ayrıca işletmelerin kendilerini işlerini etkileyebilecek risklere karşı korumalarını gerektirir. Tazminat ve sorumluluk sigortası, işletmelerin beklenmeyen masrafları karşılamalarını, finansal istikrarlarını korumalarını ve yatırım yapmalarını ve iş sayısını artırmalarını sağlar. Belge, katkıların önemini ve bu tür katkıları destekleyen yasal korumayı ele almaktadır. Bir koruma mekanizması olarak sigorta, bireylerin ve işletmelerin finansal istikrarlarını tehlikeye atabilecek beklenmedik olayların sonuçlarından kendilerini koruyabilmelerini sağlamak için gereklidir.

ETKİLİ İŞ DEĞİŞİKLİĞİ YÖNETİM STRATEJİLERİNİN ÖNEMİ VE ÖRGÜTSEL BAŞARIYA ETKİSİ

2025-02-20T06:03:56+00:00

İş değişim yönetimi stratejileri, kuruluşların teknolojik gelişmelere, dinamik piyasa koşullarına ve gelişen müşteri beklentilerine uyum sağlaması için olmazsa olmazdır. Çalışma, kuruluşlar içinde değişimi etkili bir şekilde yönetmek için kullanılan yaklaşımları sağlar. Başarılı dönüşümleri yönlendirmede liderlik, iletişim ve çalışan katılımının rolünü analiz edin. Kotter'ın 8 adımlı süreci, Lewin'in değişim yönetimi modeli ve ADKAR modeli gibi çeşitli modellerin incelenmesi yoluyla çalışma, değişim girişimlerini kurumsal kültür ve stratejik hedeflerle uyumlu hale getirmenin önemini vurgular. Ayrıca, değişime direnç, paydaş katılımının eksikliği ve kaynakların yetersiz tahsisi gibi değişim süreçleri sırasında karşılaşılan yaygın zorlukları ele alır. Çalışma, iş dönüşümlerinde uzun vadeli sürdürülebilirliği ve başarıyı sağlamak için sürekli izleme, geri bildirim ve esnekliğe olan ihtiyacı vurgular. Ayrıca, iyi uygulanan değişim yönetimi stratejilerinin kurumsal büyümeye, performans iyileştirmesine ve rekabet avantajına nasıl katkıda bulunabileceğine dair içgörü sağlar.

ARNAVUTLUK EKONOMİSİNDE TURİZMİN GELİŞİMİ VE EKONOMİK ETKİLERİ

2025-02-25T06:34:22+00:00

Turizm sektörü birçok diğer endüstriyle iç içe geçmiş ve etkileşim halindedir, bu nedenle tüm ülkelerin ekonomisinde önemli bir faktördür. Son yıllarda olağanüstü başarılar ve başarılar elde eden, yüksek kapasiteli bir endüstri haline gelmiştir. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi'ne (2024) göre, Seyahat ve Turizm için rekor kıran bir yılın ardından, sektör birçok ülkenin ekonomisi için hayati bir temel olmaya devam ediyor ve dünya çapında milyonlarca işi desteklemeye devam ediyor. Bu şekilde, küçük ve daha az gelişmiş ülkeler bile turizmi ekonomik kalkınmanın bir itici gücü olarak kullanabilir. Gelişmekte olan bir ülke olarak Arnavutluk, tam da bu sektörde ekonomik kalkınmayı desteklemek için yeterli kapasiteye sahiptir. Turizm için bilinmeyen bir ülkeden, oldukça gelişmiş Avrupa ülkeleri ve diğer kıtalar tarafından bile bilinen bir turizm merkezi haline gelmiştir. INSTAT'ın (Arnavutluk İstatistik Enstitüsü) son rakamları, 2024 yılında dünyanın dört bir yanından yaklaşık 11,7 milyon turistin Arnavutluk'u ziyaret ettiğini göstermektedir. Bu, Arnavutluk'un GSYİH'sinde turizmin rolünün önemli ölçüde artmasına yol açmıştır. INSTAT verilerine göre, 2023 yılında turizm sektöründen ülkenin GSYİH'sine eklenen değer, 2022'ye kıyasla %18,8 oranında artmıştır. Turizm, ülkedeki ekonomik kalkınmanın öncelikli alanlarından biri haline geldiğinden, bu durum işletmelerin turizm alanına yatırım yapma konusundaki artan ilgisine de yansımıştır. Bugün Arnavutluk, sadece deniz ve dağ turizmi değil, aynı zamanda tarihi, mutfak, diş, dini, spor vb. olmak üzere hemen hemen her türlü turizmi içeren çok çeşitli turizm faaliyetleri sunmakta, turistlere yıl boyunca harika manzaralar sunmakta ve dünyanın dört bir yanından gelen turistler için büyüyen bir destinasyon olmaya devam etmektedir.

SAHİPLİK: MÜLKİYET ELDE ETMEK İÇİN ALTIN YASAL FIRSAT

2025-02-28T07:09:32+00:00

Bu makale, mülkiyet edinmenin temel mekanizması olarak mülkiyetin yasal kavramını inceler ve bunun "altın bir yasal fırsat" olduğunu savunur. Gerçek ve yasal mülkiyet arasında ayrım yapar, kontrol ve niyetin gerekli unsurlarını analiz eder. Makale, mülkiyetin yasal olarak nasıl korunduğunu ve olumsuz mülkiyet ve zamanaşımı gibi doktrinler aracılığıyla mülkiyete nasıl dönüşebileceğini inceler. Ayrıca, bulma ve terk etme dahil olmak üzere taşınabilir mallardaki mülkiyeti ele alır. Özellikle olumsuz mülkiyetle ilgili eleştirileri kabul ederken, makale, arazi kullanımı ve anlaşmazlık çözümündeki rolünü vurgular ve nihayetinde mülkiyetin mülkiyet hukukundaki kalıcı önemini vurgular.

UZAKTAN ÇALIŞMA: ÇALIŞANLARIN SAĞLIĞINI ÇALIŞMA SAATLERİ BOYUNCA KORUMA KONUSUNDAKİ YASAL ZORLUKLAR

2025-02-28T07:09:15+00:00

Teknolojik gelişmeler ve küresel olaylarla ivme kazanan uzaktan çalışmanın hızla yaygınlaşması, çalışan sağlığı ve güvenliğiyle ilgili yeni yasal zorluklar ortaya çıkarmıştır. Fiziksel ofis ortamları için tasarlanmış geleneksel işyeri düzenlemeleri, uzaktan çalışmayla ilişkili benzersiz riskleri yeterince ele almada sıklıkla başarısız olmaktadır. Bu makale, işverenlerin çalışma saatleri sırasında uzaktan çalışanların sağlığını güvence altına alma konusunda karşılaştıkları yasal zorlukları incelemektedir. "İşyeri" tanımlamanın, özen yükümlülüğünü belirlemenin, mesleki sağlık ve güvenlik (OHS) risklerini yönetmenin ve sağlıkla ilgili kaynaklara eşit erişimi sağlamanın karmaşıklıklarını araştırmaktadır. Mevcut mevzuat, içtihat ve akademik literatürün incelenmesi yoluyla, bu makale yasal çerçevelerdeki boşlukları belirlemekte ve uzaktan çalışma bağlamında çalışan sağlığının korunmasını artırmak için olası çözümler önermektedir.